Endometriozis

Endometriozis

Çikolata kisti olarak da bilinen endometriozis yumurtalıklarda, fallop tüplerinde veya karın boşluğu gibi uterus dışındaki bölgelerde uterus iç yüzeyini döşeyen endometrial dokunun varlığı ile karakterize kronik bir hastalıktır. Yanlış konumlanan bu endometrial dokuda, tıpkı uterusta olduğu gibi adet döngüsü olur. Her adet döneminde ağrı veya kanama olabilir.

Çikolata kistleri içlerindeki eski kanama alanları ve kalın cidarları sayesinde ultrasonla bakılarak kolayca tespit edilebilirler. Çikolata kistleri dışındaki kistlerin tip tespiti bu kadar kolay olmayabilir. Ancak bazı çikolata kistleri farklı görünüme sahip olup tanı için ileri tetkikler gerekebilir. Bazen basit kistler ile karışabilir. Böyle bir durumda mutlaka bir-iki ay sonra yeniden kontrol yapılmalıdır. Eğer folikül kisti ya da normal yumurtlamayla ilgi bir kalıntıysa adet döneminden sonra birkaç ay içerisinde kendiliğinden geçecektir. Üzerinden adet dönemi geçmesine rağmen kistik yapı hala duruyorsa o zaman bu kist için ayrıntılı testler yapmak gerekebilir.

Kist tanısı konulduktan sonra, bu kist kadın sağlığını ve doğurganlığını olumsuz anlamda etkileyen bir kist midir bunun araştırması yapılmalıdır. Çocuk istemi varsa  ultrasonla tespitten sonra, rahim filmi çekilip kistin doğurganlığı etkileyecek şekilde tüplerde herhangi bir tıkanıklık yapıp yapmadığına bakılır. Hastanın şikayetine göre, kistin türüne göre bu kisti ameliyatla çıkarma ya da takip kararı alınabilir. Endometriozis için en büyük sıkıntı karın içi yapışıklık riskinin fazla oluşudur.

Endometriozise Fonksiyonel Tıp Bakışıyla Yaklaşım

Endometriozis, gençlik çağlarından itibaren birçok kadını etkileyen mücadelesi zor bir hastalıktır. Bu hastalarda ;

  • gebe kalamama,
  • adet sancıları,
  • bazen ameliyatla yumurtalık ve/veya rahim kaybına kadar gidebilen  ağrılı adetler,
  • sürekli karın ağrıları,
  • hazımsızlık,
  • şişkinlik,
  • idrar yapmada zorluklar 
  • ağrılı dışkılama
  • ağrılı cinsel birliktelik gibi belirtilerle seyredebilirken hiçbir belirti vermeyebilir.

 En sık yumurtalıklarda (% 60-75) görülürken tüplerde, karın zarında, bağırsaklarda, idrar torbası ve eski ameliyat skarlarında da rastlanabilir ayrıca akciğer, beyin, göz gibi uzak organlarda bile görülebilir.

Kimyasallardan dioksinler, fitalatlar ve DDT nin özellikle bu hastalıkla ilişkisi bulunmuştur. Endometriozisde hücrede inflamasyonun ve aromatazın aktifleşmesi ile estrojen dominansı ve progesteron reseptörlerinin baskılanması söz konusudur. Estrojenin inaktif hale gelmesi de azalıp sentezi artar. Progesteron reseptörlerinde ise direnç gelişmiştir.

Tedavi sürecinde inflamasyonu baskılayan destekler kullanılmalıdır. Bu destekler arasında:

  • Melatonin,
  • Curcumine,
  • Resveratrol,
  • NAC,
  • ALA,
  • Yeşil çay (EGCG),
  • DİM, Ca-D-Glukarat,
  • C vit,
  • izoflavonlar (soya),
  • Lignanlar (keten tohumu),
  • Vitamin D,
  • Omega 3,
  • Quercetin,
  • Zn (çinko),
  • Gotu Kola
  • Fransız sahil çamı extresi - Pycnogenol
  • doğal progestesteron,
  • iyot gibi destekler,
  • egzersiz, stres yönetimi, bağırsak desteği, mikrobiyatanın düzenlenmesi,
  • inflamatuar besinlerin, gluten ve tüm rafineri gıdaların tamamen kesilmesi en önemli yaklaşımlardır.

Bu yaklaşım ile inflamasyonun azaltılması, aromatazın durdurulması sağlanır ve verilecek tüm destekler ile bu hastalık gerilemektedir. Böylece hastanın hem yumurtalık ve rahmini kaybetme riski azalır, hem de erken menopozdan kadın korunmuş olurken kasık ağrıları, adet sancıları, gebelik elde edememe gibi sorunları azalır.

Tedavide uzak durulması gereken gıdalar:

  • GLUTEN, SÜT gibi İNFLAMATUAR YİYECEKLER,
  • KAFEİN, ÇAY, KOLA,
  • TATLILAR,
  • BUĞDAY, PİRİNÇ,
  • MISIRÖZÜ, RİVİERA, MARGARİN, AYÇİÇEK YAĞLARI,
  • KIRMIZI ET, 
  • DİP BALIKLARI (toksin riski).

Antienflamatuar özellikli önerilen gıdalar: 

  • SOĞUK SIKIM YAĞLAR,
  • ÇİĞ KURUYEMİŞLER (ceviz, badem, fındık),
  • DOĞAL PREBİYOTİKLER (kefir, ev yoğurdu, lahana turşusu),
  • YÜZEY BALIKLARI (hamsi, palamut, istavrit, uskumru) 

Uzak durulması gerekenler:

XENOESTROJEN dediğimiz kimyasal endüstriyel ürünlerden deodorantlar, makyaj malzemeleri, şampuanlar, plastikler vb. uzak durmak.

Tedavide Amaç:

  1. Östrojenik etkinliği azaltmak
  2. Enflamasyonu engellemek
  3. Progesteron hormon eksikliğini düzeltmek.

 Bu tedavi aşamaları ile hastalığın ilerlemesi kontrol altına alınırken, ağrı da azalmış olmaktadır.