Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Osteoporoz kemiklerin zayıf ve kırılgan olması durumudur. Bazen o kadar kırılgan olur ki hafif düşme, eğilme hatta öksürmeyle bile kırık oluşabilir. Osteoporoza bağlı kırıklar en çok kalça, bilek ve omurlarda olur. Kemik canlı dokudur. Kemik dokusu yapım ve yıkım süreciyle yeniden oluşur. Osteoporoz eski kemik kaybının yeni kemik oluşumundan fazla olduğu durumlarda gelişir. Osteoporoz hem kadınlarda hem de erkeklerde görülmesine rağmen menopoz sonrası kadınlarda çok daha fazla görülür. Takviyeler, sağlıklı beslenme ve spor kemik kaybını azaltıp kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur. Osteoporozlu kişilerde karakteristik (öne doğru eğilme) duruş bozukluğu ilk bulgu olabilir.

Osteoporoz kemik mineral yoğunluğunun azalmasına bağlı kemik yoğunluğu kaybıdır. Menopozdan önce 30-35’li yaşlarda yaşam şekline bağlı olarak başlar. Ergenlikten itibaren yapılan egzersiz kemik yoğunluğunu artırır. Menopoza yaklaşırken ve sonrasında ise kemik yoğunluğunun azalması hızlanır.

Osteoporoz Belirtileri

Kemik kaybının erken dönemde hiçbir bulgusu yoktur. Kemikler zayıfladıktan sonra şikâyet ve belirtiler başlar:

  • Kırılmış ve çökmüş omurlar nedeniyle sırt ağrıları
  • Zamanla gelişen kilo kaybı
  • Duruş bozukluğu
  • Beklenenden daha kolay kırılan kemikler ile kendini gösterebilir.
Kemik Erimesini artıranlar;

  • Sigara, alkol, aşırı kafein tüketimi
  • Aşırı tuz tüketimi
  • Hareketsiz yaşam
  • Genetik yatkınlık
  • Kortizol tedavisi
  • Erken menopoz, cerrahi menopoz
  • Aşırı stresli hayat 
  • Uyku bozuklukları 
  • Rafine şekerden zengin beslenme, asidik beslenme
  • Mide koruyucu denilen PPI ilaçlar, epilepsi ilaçları
  • Aşırı zayıflık

Hormon Seviyeleri

  • Seks hormonları; seviye düştükçe risk artar
  • Tiroid hormonları; arttıkça kemik kaybı artar
  • Diğer hormonlar; paratiroid ve adrenal hormonlarının artması riski arttırır.

Yaşam Tarzı

Bazı alışkanlılar kemik kaybı oranını arttırır. Bunlar arasında:

  • Durağan hayat; uzun süre oturan kişilerde hareketli olanlara göre osteoporoz daha fazla görülür. Ağırlık kaldıranlarda kemiklere binen yük arttığı için yürüme, koşma, dans ve benzer hareketlere göre kemik oluşumunu daha fazla arttırır.
  • Alkol; düzenli alkol tüketilmesi kemik oluşumunu azaltır.
  • Sigara; fazla sigara içenlerde osteoporoz daha çok görülmekte

Tedavi

Osteoporoz gelişmeden yıllar önce kemik yoğunluğunu artırmak için egzersiz, beslenme ve yaşam tarzı çok önemlidir.
Menopoz girmeden östrojen baskınlığı olan dönemlerde osteoporoz oluşabileceğinden, doğal progesteron tedavisi bu dönemde önemlidir. Kalsiyum ve çok daha değerli olan magnezyumdan zengin beslenilmelidir. Magnezyum kaynakları olan yiyecekler:
  • badem,
  • kabak çekirdeği,
  • mercimek,
  • ceviz,
  • susam,
  • fasülye,
  • avokado,
  • balık,
  • eksiklik saptanmışsa magnezyum sitrat formları tercih edilmelidir.

    Kalsiyum kaynakları olarak akla süt ve süt ürünleri gelir ancak süt bağırsak geçirgenliği artışına ve otoimmun hastalıklara yol açabilir. Süt yerine kalsiyum kaynakları olarak:
  • koyu yeşil sebzeler,
  • susam tohumu,
  • badem, fındık, ceviz,
  • muz, kivi,
  • mercimek,
  • maydonoz,
  • sarımsak tüketilmelidir.

Bu beslenme osteoporoz karşıtı asidik beslenme yerine alkalen bir beslenmedir. Bu besinlerdeki kalsiyumun biyoyararlanımı çok daha yüksektir.

D vitamini optimal seviyede tutulmalı ve en az 50 nin üstü hedeflenmelidir. Güneşin dik geldiği saatlerde, genelde st.11 ile 16 arasında, günde 15-20 dk. güneşlenmelidir. D vitamini takviyeleri K2 vitamini ile beraber verilmelidir. K vitamini kalsiyum metabolizmasında önemlidir ve kalsiyumu vücutta ihtiyacı olan bölgeye yönlendirir. K2 vitamini, kandaki kalsiyumun kemiklerde ve dişlerde kalsiyum birikmesini sağlayarak bu dokuların güçlenmesini sağlar. Bunun yanında kalsiyumun damar ve böbrek gibi dokularda birikmesini azaltarak damarların kireçlenmesini önlemeyi sağlar.

 K2 vitaminini hayvansal kaynaklardan alırız ve bağırsaklarımızdaki bakteriler de az miktarda sentezler. K2 vitamini, bakteriler tarafından sentezlenen bir vitamin olduğundan, genellikle fermente etler, peynirler ve hayvansal gıdalar gibi fermente ürünlerde daha çok bulunur.  brokoli, ıspanak, bezelye,meksika fasulyesi, çilek, kivi, böğürtlen ve fındık şeklinde sıralanabilir.

K2 vitamin kaynağı besinler ise: 

  • avokado,
  • buğday çimi,
  • brokoli,
  • ıspanak, 
  • bezelye,
  • meksika fasulyesi,
  • çilek,
  • kivi,
  • böğürtlen,
  • fındık şeklinde sıralanabilir.

Özetle kemik erimesinde verilebilecek takviyeler:

  • D3 K2 vitamini 
  • Omega 3,
  • boron,
  • çinko,
  • C vitamini takviyeleri,
  • Direnç egzersizleri ile kemiğe yük binmesi yoluyla kemik yapımı uyarılmalıdır.